LEDNICE KÜLTÜR PARKI-ÇEKYA
MİKULOV ŞATOSU-ÇEKYA
yukarıda adı geçen Mikulov Şatosu (Zámek Mikulov), tepedeki konumu nedeniyle çok uzaklardan görülebilmektedir. Orijinal Mikulov Kalesi, Orta Çağ'ın başlarında Romanesk tarzda inşa edilmiştir. 16. yüzyılda kalenin sahibi olan Dietrichstein ailesi, kaleyi daha çağdaş bir tarzda yeniden inşa etmeye başladı. Bugünkü haliyle 1719 yılında çıkan bir yangından sonra yeniden inşa edilmiştir.
Şato halka açıktır ve bölgesel bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Ziyaretçiler, kasabanın tarihiyle ilgili çeşitli değerli eserleri ve 18. yüzyıl karakterini koruyan etkileyici bir kütüphaneyi görebilirler. Ayrıca tüm şarap severlerin Moravya şarap yapımının tarihi hakkında daha fazla bilgi edinebileceği bir bağcılık fuarı da bulunmaktadır.
Şatonun içindeki müze nisan ayından kasım ayına kadar ziyaret edilebiliyor.
Hotel Zamecek, otoyol kenarında şatoya yakın ilginç bir otel, civarında avcılık için elverişli ormanlar var, otelin mobilyaları, sahte hayvan boynuzları ile yapılmış, şatoyu ziyaret etmek için bir geceliğine kalınabilir.
Eeklo fırıncısının efsanesi : (Çekya Mikulov şatosunda kopyasını gördüm)
Bu yağlı
boya tablo, kendini dev aynasında görenlerin, çok iddialı ve kibirli olanların,
buna karşılık az mantıklı olanların hikayesini anlatıyor.
16. yüzyılın
ikinci yarısında Panel üzeri yağlıboya (49 x 66 cm) resim, Lahana kafalı
adamları temsil ediyor. Hollanda'da popüler olan Eeklo Fırıncısı efsanesini
tasvir ediyor. Ona göre görünüşlerinden memnun olmayanlar ya da zamanın
etkilerini tersine çevirmek isteyenler, fırıncıya yeni bir kafa yaptırabilmek
için Batı Flandre'daki Eeklo (Belçika) kasabasına gidiyorlardı. Portresinin
üzerindeki kitaplar ve kutular onun tıbbi becerilerini vurguluyor.
Sahnede
asistanların çıplak göğüslü veya sadece beyaz çarşaflar giymiş olarak
gerçekleştireceği operasyonlar anlatılıyor. "Hastanın" kafası
kesiliyor, gövdeden ayrılıyor, sihirli bir yağla ovuluyor, çok katlı bir
tepsiye yerleştiriliyor ve ardından fırına yerleştiriliyor. Bu dönemde kesilen
başın yerine Antik Çağ'dan beri doğurganlığın sembolü olan yeşil lahana
konuldu. Yeni kafa pişirildikten sonra tekrar vücuda dikildi.
Bu resim,
Petronius'un (Petronius (Arbiter), MS 1. yüzyılda yaşamış, imparator Neron'un
şölenlerine danışmanlık yapmış Romalı yazardır) başka sözcüklerle ifade ettiği
"Büyük kafa, az mantık" atasözünü tasvir ediyor ve görünüşlerinden
memnun olmayanlara bir uyarı görevi görüyor.
Farklı
kompozisyonlara sahip yaklaşık on versiyon, hikayenin popülerliğini kanıtlıyor.
Eeklo fırıncısının efsanesi |
CESKY KRUMLOV-ÇEKYA
Cesky Krumlov: İhmal edilemeyecek bir şehir. Avrupalıdan çok Asya kaynaklı ziyaretçi çoğunlukta. Özellikle Japon turistler.
Konakladığımız Hotel: HOTEL RUZE, tarihi bir hotel, resepsiyonda ise bir Türk arkadaş çalışıyor.
Başta Sayın KURTTEKİN Erolcan olmak üzere tüm resepsiyon ekibine sıcak karşılaması ve şehir haritası ve olanaklarına ilişkin birçok ipucu için teşekkür ederiz. Otelin cephesi sgraffito ile dekore edilmiş olduğundan olağanüstüdür. Oda genişti ve nehrin çok güzel manzarasına sahipti (yüksek kat). Herkese açık, bir içki içebileceğiniz çok hoş bir teras bulunmaktadır. Konumu, şehir merkezine ve ana meydana yakın olması nedeniyle tarihi yerleri ziyaret etmek için idealdir. Yerel hamur işlerinden oluşan açık büfe kahvaltının tadını çıkardık, ne yazık ki ikinci gün kruvasan yoktu. Şehre otomobil ile girilmesi yasak, fakat Otopark otele yürüyerek 5 dakika uzaklıktadır, ancak bu kategorideki diğer otellerle karşılaştırıldığında, otopark biraz pahalıdır. Tavsiye ederim.
HLUBOKA SARAYI - ÇEKYA
HLUBOKA SARAYI
Hluboka sarayı: Çek Mimarisinin İhtişamı, ve Tarihi, peki Oraya Nasıl Gidilir?
Hluboka Kalesi'nin tarihinin ardındaki anlatı da en az kalenin kendisi kadar ilgi çekicidir.
Vltava Nehri'nin üzerinde yer alan Hluboká Kalesi, on üçüncü yüzyılda Bohemya Kralı II. Pemysl Otakar tarafından yaptırılmıştır. O günlerde yerel halk burayı Froburg Kalesi olarak adlandırıyordu.
Mevcut estetik çekicilik, Schwarzenberg ailesinin İngiltere'deki Windsor Kalesi'ni örnek alarak Neo-Gotik tarzda yeniden inşa etme çabalarından kaynaklanmaktadır.
Kale, on yedinci yüzyılda aile tarafından satın alındı ve onu cömertçe süslenmiş 140 daire, 11 beyaz kule, burç ve güzel bir bahçeyle nefes kesici bir saraya dönüştürmeye başladılar.
Schwarzenberg ailesi, Nazilerin saldırısı korkusuyla II. Dünya Savaşı sırasında kalelerini terk etti.
Artık saray'ın yasal sahibi devlettir. Hluboká Kalesi bugün Çek Cumhuriyeti'nin en popüler turistik yerlerinden biridir ve Ulusal Kültür Anıtı olarak belirlenmiştir.
Çek'yadan bir anı, Hluboka şato'sunu gezerken rehberin anlattığına göre biz Türkler ile bir ilişkisi varmış. Aşağıda fotoğrafta göreceğiniz karga bir askerin gözünü oymaya çalışıyor, bu sembolik resimler " besle kargayı, oysun gözünü " deyimini ifade etmiyor.
Osmanlılar'ın Macar topraklarında kaybettiği Györ (yanıkkale) şehrinin ,Schwarzenberg ailesine kazandırdığı ünü temsil ediyor. Györ valisi Ali paşa bu savaşta öldürülüyor. İşte, karganın gözünü oyduğu Türk, ali paşa. Savaşı kazanan Adolphe Schwarzenberg' çok iyi bir rutbe veriliyor. Armasına, bu resim ilave ediliyor. Savaşı kaybeden ve öldürülen Türk 'ün gözleri, kargaya yem oluyor.
ANA SAYFA
SEYAHAT TUTKUSU
Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreğine giden bir bilet; “can” kenarı olsun. Cemal Süreya İlk seyahat etme tutkusu, Ağrı...
-
SANT FERRAN Sırasıyla Kale, kışla, hapishane ve günümüzde müze olarak kullanılan harika bir eser, Avrupa'nın 18. yüzyıldan kalma en b...
-
Salvador Dalí Evi - Portlligat'nın Tarihi Portlligat'taki mevcut Ev-Müze, Salvador Dalí'nin tek ikametgahıydı, Gala'nın ö...
-
Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreğine giden bir bilet; “can” kenarı olsun. Cemal Süreya İlk seyahat etme tutkusu, Ağrı...