JAPONYA - OSAKA 13 -14 NİSAN 2024

 OSAKA  13 -14 NİSAN 2024

KON’NİCHİWA ARKADAŞLAR !
Seyahatimizin ilk durağı OSAKA şehri. Gidişte 12,30 saat uçak yolculuğundan sonra Osaka KIX Kansai İnternational havalimanına geldik. Dönüşte ise 15,30 saat yolculuk yaptık.
Osaka hava limanı ilginç bir yer, Kansai Uluslararası Havaalanı (KIX), bölgesel ekonomik başkentin yaklaşık 50 kilometre güneyinde, Izumisano belediyesine bağlı, Osaka Körfezi'ndeki tamamen yapay bir adada yer almaktadır. Bu il havalimanı, 1994 yılında açıldığından bu yana öncelikli olarak Osaka, Kyoto ve Batı Japonya'yı ziyaret etmek isteyen uluslararası turistlerin uçakla geçiş kapısı olmuştur.
Yıllık yolcu sayısı
2015 yılında 20 milyon yolcu; ardından 2019'da Kovid salgını öncesinde 31,9 milyon yolcu kapasitesine ulaştı.
Bu havalimanından geçen yolcuların çoğunluğu Asya kökenlidir (Çin, Güney Kore, Vietnam, Singapur, Malezya vb.). Osaka'daki bir sonraki 2025 Universal Fuar öncesinde KIX, yılda 44 milyon yolcuyu hedefliyor ve bu, ana terminalinde Haziran 2021'den bu yana devam eden büyük yenileme çalışması devam ediyor.
Havalimanından Osaka şehrine, hızlı tren, tren, metro veya otobüsle ulaşma imkanı var.
OSAKA şehrine gelince, park ve bahçe alanlarının çok az olduğu bir şehir, her taraf yüksek katlı binalar ile dolu. Bütün binalar depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş. Taşıyıcı kolonların kalınlığı inanılmaz derece hacimli.
En ilginç yerlerinden birisi OSAKA şatosu ve etrafında bulunan park ve nehir.
OSAKA KALESİ
Osaka Kalesi, ekonomik başkent Kansai'nin doğusunda yer alan, bir park ve onun hendeğiyle çevrili müstahkem bir yapıdır. İlk olarak 1583 yılında inşa edilen Osaka-jo kalesi, 1997 yılında en son modern beton versiyonu tamamlanana kadar birçok kez yıkılıp yeniden inşa edildi. Ziyaretçiler için kentin başlıca turistik mekanlarından biridir.
Şehrin modernize edilmiş ve simgesel bir kulesidir. İç mekanı ziyaret ederek, kalenin bugün şehrin binalarının kalbinde aldığı yerden çok uzakta, kalenin tarihini ve Edo dönemindeki (1603 - 1868) Osaka tarihini anlatan bir müzeyi geziyoruz. En üst katından (beş dış kata rağmen sekizinci kat) görülen manzara, bu şaşırtıcı topografik konumu takdir etmenizi sağlar.
Şehir sakinleri için ideal bir huzur cenneti
Osaka Kalesi çevresinde yürüyüş yapmak da keyifli çünkü çevredeki park oldukça büyük (bir kilometrekare) ve oldukça kentleşmiş bir şehrin doğusunda bir temiz hava soluyacağınız yeşillik alan sunuyor. Böylece bu büyük park, buraya koşmaya ya da köpeğiyle uzun bir yürüyüşe çıkmaya gelen yerel halk için bir nevi ana Park görevi görüyor. Baharda Japonlar kiraz çiçeklerinin altında Hanami ( kiraz ağaçlarının çiçek açması bayramı) kutlamak için orada toplanmayı severler .
Devam edecek... daha ilginç şehirler ve daha ilginç hatıralar.




















JAPONYA ( 13 Nisan – 05 Mayıs 2024)

 HALK TUVELETLERİ SORUNUNU ÇÖZEN TEK ÜLKE : JAPONYA

KON’NİCHİWA ARKADAŞLAR !
Etkisi altında kaldığım Japonya gezisinde ( 13 Nisan – 05 Mayıs 2024), gözlemlediğim ilk şeylerden birisi, Japonların önce kendi halkının rahatlığını düşünmesi oldu. Fransa’da bile halk ve turistler tuvalet sorunu yaşarken, Metrolar sidik kokarken, Japonlar bu işi en modern bir şekilde çözmüşler. Her yerde tuvalet var, hem temiz, hem bedava, hemde otomatik.
Japonya sokak ve caddelerinde bir tek çöp veya izmarit yok, hatta çöp kutusu bile yok. Çöpünü en yakın market, kafe'lerin çöp kutularına bırakabiliyorsun veya Çöpünü evine götürüyorsun. Bu kadar temiz ve disiplinli insanlar, bir kaç kişiyle konuştuk, eğitim küçük yaşta ailede başlıyor, okul bu süreci tamamlıyor, uyuşturucu bağımlısı, dejenere olmuş insanlar yok, ilginç tarafı bugüne kadar asık suratlı insanlara rastlamadık. Ne ülkeymiş be !
Geleceğe Dönüş
Gelenekler ve modernlik arasında, Japonya tam bir güvenlik ve huzur içinde garantili bir seyahat yapmanıza olanak sağlar. “Zen” diyebiliriz.
Tokyo'yu gezimize dahil etmedik, kalabalık ve modern bir şehir, Japon geleneklerini tam yansıtmıyor. Kyoto'nun atalardan kalma geleneklerine, Shibuya'dan Gion'a, Nagasaki'den Koyasan'a kadar gözlerimizi açık tutarak sürpriz ve hayretle bir gezi yaptık.
Japonlar çok sevimlidir ve size yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar.
Bir bakıma sizde bir 'Japon bağımlılığı' yaratıyor. Bireysel olarak, korkmadan seyahat edebilirsiniz. Ayrıca yerel yaşama uyum sağlarsanız, hayat aşırı pahalı değildir.
Japonya seyahati devam edecek !










ŞAH CİHAN VE TAC MAHAL – HİNDİSTAN-1999

 TAC MAHAL- SEVGİ SEMBOLÜ İslâm türbe mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilen ve bir sevgi sembolü olan Tac Mahal, Hindistan'ın Agra şehrinde, 1631-1654 yıllarında inşa edilmiş bir anıt mezar dır. Babür İmparatorluğunun 5. hükümdarı Şah Cihan'ın 17 Haziran 1631 tarihinde genç yaşta ölen eşi Ercümend Bânû Begüm için o zamanki imparatorluğun başkenti olan Agra'da Yamuna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. Mümtaz Mahal'in ve 1666'da ölen imparator Şah Cihan'ın mezarlarını barındırır. Mümtaz Mahal'in ölümü, 1601 yılında Babürlüler tarafından fethedilen Burhanpur şehri, Dekkan Sultanlarına karşı girişilen askeri harekatlarda üs olarak kullanılmaktaydı. Eşine seferlerde eşlik eden Mümtaz Mahal, 1631 yılında bir ayaklanmayı bastırmak için çıktığı sefer sırasında da Burhanpur'a eşi ile birlikte gitmişti. On dördüncü çocuğuna hamile olan Mümtaz Mahal, 17 Haziran 1634'te çocuğun doğumu sırasında öldü. Cenazesi altı ay sonra Agra'ya taşınmıştır. Yapımı, Türbe, iki yanında simetrik yapılar olarak inşa edilmiş cami ve konuk evi ile anıtsal giriş kapısından olan yapılar bütünü içinde yer alır. 1632'de inşasına başlanan eser, çevre düzenlemesi ve diğer yapılarla birlikte 1652'de tamamlanmıştır. Türbenin inşaatı için mimar ve ustalardan oluşan bir heyet kuran hükümdar, Osmanlı, İranlı, Suriyeli usta ve sanatkârlarla birlikte mahallî Hint ustalara da görev vermişti. Bağdat'tan hattat, Buhara'dan kakma ustası, İstanbul'dan kubbe ustası, Semerkand'dan minare yapımcısı, Kandahar'dan taş ustası, Şiraz'dan çizim ustası getirilmişti. Tac Mahal'in esas mimarının kim olduğu hakkında birçok görüş ileri sürülmüştür. Kimileri Venedikli Jeromino Veroneo adlı bir İtalyan'ın veya Bordeaux’ lu Augistin adlı bir Fransız'ın,kimileri de Osmanlı mimarı Mehmet İsa Efendi'nin yapının esas mimarı olduğunu ileri sürmüşlerdir. 17. yüzyıldan kalma "Divan-ı Mühendis" adlı bir el yazmasında Lutfullah Mühendis el-Lâhûrî, babası Üstad Ahmed'in Tac Mahal'in mimarı olduğundan bahseder. Bu el yazmasının bulunuşundan sonra 1930'larda "Nâdirü'l-asr" Üstad Ahmed'in yapının asıl mimarı olduğu görüşü kabul görmüştür. Şah Cihan'ın gözde mimarı Üstad Ahmed, Tac Mahal'e ilişkin efsanelerde sıklıkla anlatıldığı gibi gözleri kör edilip, elleri kesilerek işkence görmemiş; yapının tamamlanışından 9 yıl sonra Lahor'da ölmüştür. 1983'ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. Yılda tahmini 3 milyon kişi tarafından ziyaret edilir.




























ANA SAYFA

SEYAHAT TUTKUSU

Sana yolculuk yapmak istiyorum.  Kes yüreğine giden bir bilet; “can” kenarı olsun.  Cemal Süreya İlk seyahat etme tutkusu, Ağrı...